I know Tom wouldn't tell you himself. - Tom'un sana bizzat söylemeyeceğini biliyorum. I'll go and see Tom myself. - Tom'u bizzat ne demek bizzat görmeye gideceğim. I'm facing that problem, myself. - Ben bizzat o sorunla karşı karşıyayım.
She doesn't need to go there herself. - Oraya bizzat gitmesine gerek yok. He needn't have come himself. - Bizzat gelmesine gerek yoktu. bizzat ne demek 1999-2023 Sesli Sözlük. Go and see him in person. - Bizzat git ve onunla görüş. I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
bizzat ne demek You had better go in person. - Bizzat gitsen iyi olur. 20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. "Vaziyeti yukarıdan ve bizzat takip etmek lazım geldi. " - Atatürk. Bizzat TDK sözlük anlamı şu şekildedir:.